20 Eylül 2013 Cuma

SIZMA VE RİVİERA ZEYTİN YAĞI ARASINDAKİ FARK NEDİR?

SAĞLIK KAYNAĞI

Zeytinler toplandıktan sonra ilk aşamada dalından temizlenir ve yıkanır. İkinci  aşamada ise kırıcılarda zeytinler parçalanır,hamur haline getirilirek ısı altında iyice yoğrulur. Bu  yoğrulma esnasında zeytinden 3 madde elde edilir.


     ·         Zeytin yağı
     ·        Kara su
     ·        Pilna maddesi (talaş benzeri bir madde)

Daha sonra ise makinalarda santrifüj yöntemiyle bu maddeler ayrılır. Sonuçta yağ maddesi elde edilir. Peki evlerimizde kullandığımız sızma ve riviera zeytin yağları ne demektir?

SIZMA ZEYTİN YAĞI

Dalından koparılarak direk  mekanik yöntemlerle yağı ayrıştırılan zeytinin vermiş olduğu yağlara naturel sızma yağı denir. Bu yağda asitlik derecesine göre 3 kısma ayrılır.

     **     Naturel sızma zeyin yağı : 1 asitlik derecesi altında olan yağ
    **    1.naturel sızma zeytin yağı : 1-2 asitlik derecsi arasında olan yağ
    **    2.naturel sızma zeytin yağı : 2-3.3 asitlik derecesi arasında olan yağ

Natural sızma yağ en kaliteli zeytin yağıdır. Tat ve koku mükemmeldir. İçindeki antioksidan ve mineraller çok yüksektir. Yemeklerimizde bol bol tüketebiliriz.

RİVİERA ZEYTİN YAĞI



Dip zeytini olarak tabir edilen dalından koparak ağaç dibine düşen zeytinler dalından koptuğu anda asitlenmeye başlar. Bu zeytinlerden kimyasal ve ısı işlemlerinden geçtikten sonra tat ve kokusuz olarak yağ elde edilir. asitlik derecesi 3.3 üzerindedir. Yenmeyecek olan bu yağ içine %10-20 arasında sızma zeytin yağı eklenerek tat ve koku bakımından yenebilecek duruma getirilmektedir.bu yüzden yemeklerimizde kullanabilmekteyiz.antioksidan ve mineral yönünden fakirdirler.

Marketlerde seçimimizi naturel sızma zeytin yağından yana kullanmalıyız.

15 Eylül 2013 Pazar

KURU TEMİZLEME NASIL YAPILIR?



KİRLERİN DÜŞMANI

Giysilerimizi evde su ve deterjan ile makinada yıkamaktayız. Bazı kirler ise bu işlemde çıkmamaktadır. Çıkartmak için bir daha yıkayabilmekteyiz. İşte bu sefer giysilerimiz yıpranmaktadır. Defalarca yıkanan ve ütülenen giysilerimiz her seferinde aşınıp yıpranmaktadır. Sonuçta ise eskimiş elbiseler ortaya çıkmaktadır.

Kuru temizlemede ise su yerine petrol ürünü kullanılır. Giysiyi  ne kadar yıkarsak yıkayalım ürün özelliğini korumaktadır. Çünkü su ve deterjan ile teması yoktur. Aslında giysi kuru değil yine bir çözelti ile makinada yıkanmaktadır. İşin içinde su olmadığından adına kuru temizleme denmiştir.

PERK MADDESİ

İlk kuru temizleme fransada joly belin tarafından bulunmuştur. Yağlı bir elbise üzerine yanlışlıkla gaz lambasının içindeki kerosen maddesi dökülmüş ve kuruduğunda lekenin çıktığı görülmüştür. 1840 yılında ilk kuru temizleme dükkanı pariste açılmıştır.o zamanlarda kullanılan gaz ve kerosen  yerine şimdi ise perkloroetilen kullanılmaktadır. Kısaca perk denilmektedir.

İŞLEMİN YAPILIŞI

İşlem nasıl gerçekleşir? İlk başta kuru temizleme makinasına atılmadan önce kir üzerine leke çıkarıcı madde dökülerek kir zayıflatılır. Daha sonra kuru temizleme makinasına atılır. Burada çözelti giysiye uygulanır. Bir süre çözelti kumaş üzerinde kalır. Daha sonra giysiye ısı uygulanarak çözeltinin kumaş üzerinden uçamsı sağlanır. Buharlaşan çözelti tekrar kullanılmak üzere başka bir yerde toplanır. Buharlaşan çözelti ile birlikte kirlerde yok olmuştur.


Fakat kullanılan bu çözeltiler insan sağlığı için zarar teşkil etmektedir. Kullanılan perk maddesi çok toksik bir maddedir ve vücudumuz üzerinde baş ağrısı,mide bulantısı gibi etkileri vardır. Pek çok giysi türü kuru temizleme gerektirmez. Giysiler üzerindeki sadece kuru temizleme yapınız ibaresi üretici tarafından garanti adına geri almamak için ürünün normal yıkamayla bozulmaması içindir.çünkü kuru temizlemede ürün ilk günkü gibi duracak ve bozulmayacaktır.

14 Eylül 2013 Cumartesi

CİVCİVLER NASIL RENKLENDİRİLİR?


RENKLİ CİVCİVLER

Belki hepimiz çarşıda,sokakta,pazarda gezerken görmüşüzdür renkli civcivleri. sarısı,kırmızısı,mavisi,yeşili,moru bizim ve çocuklarımızın ilgisini çeker.çocuklarımıza alır ve onları mutlu ederiz.biz mutluyuz peki civcivler bu konudan mutlular mı?





GIDA BOYASI
Civcivlerin renklendirme işlemleri kimyasallar kullanılarak yapılmaktadır.şimdiye kadar gördüğümüz bir yöntem vardır.fakat zamanlama önemli olduğu için bu civciv için çok önemlidir.bazı insanlar yumurtanın ilk kuluçka dönemlerinde gıda boyasını ılık suyla karıştırarak yumurtaya enjekte ederler.bu olay sonucu büyük ihtimalle civciv yumurtadan çıktığı ilk 2-3 gün içerisinde hayatını kaybeder.bu olay civcivi alan çocuklar için olumsuz etki yaratabilir.

Bazı insanlar ise civcivin yumurtadan çıkmasına 1-2 gün kala gıda boyasını ılık suyla yumurtaya enjekte ederek civcivin renklenmesini sağlarlar.bu işlem sonucu yumurtadan renkli civciv çıkar ve tüy dökme zamanına kadar renkli kalır.daha sonra ise normal tavuk haline gelir.fakat diğer normal tavuklar gibi sağlıklı olmaz.nedeni ise yapılan kimyasal işlemden dolayı bağışıklık sistemi zayıf kalmıştır ve normal tavuklara göre daha sağlıksızdır.

Bence tavukları renkli görmek uğruna hayatlarını olumsuz etkilemek hakkımız değil…..

8 Eylül 2013 Pazar

ESNEME TİKİ





RAHATLAMAK


En çabuk bulaşan hastalık gibi yayılan esnemek insan iradesi dışında vücut tarafından yapılan bir rahatlama hareketidir.ağzımızın sonuna kadar açılarak bol oksijen içimize çeker ve aynı hızda geri dışarı veririz ve vücudumuz kendini rahatlatır.özellikle yorgun olduğumuzda,uykudan kalktığımızda (kan dolaşımı düşük seviyede iken),yemek yedikten sonra esneme nöbetlerimiz başlayabilir.bazende arka arkaya sürekli esneriz ve şaşırırız.

sadece insanlarda değil hayvanların çoğunun vücut yapısı bu rahatlama herketini yapmaktadır.eskiden kızılderelilerde kabile şefi akşam yemekten sonra esneyerek gruba yatma vaktini geldiğini hatırlatırmış.maymunlarda ise lider maymun değişiklik zamanlarında esneyerek diğer maymunları uyarır ve diğer maymunlarda esneyerek hazır olduklarını ve lidere göre hareket edeceklerini iletirlermiş.

esneme için bir çok tez üretilmiştir.fakat hiç biri ispatlanamamıştır.en mantıklı olan teori kandaki oksijen miktarı azaldığında (aşırı aktivite,uykudan kalkınca,yemek sonrası zamanlarında) vücudun esneme hareketi yaparak kandaki oksijen miktarını arttırdığı teorisidir.fakat bu mantıklı teoride amerikalı bilim adamlarının yapmış olduğu deney ile çürütülmüştür.oksijeni az olan bir odadaki insanlar ve oksijen maskesi takan insanlar karşılaştırılmış sonuç olarak her iki grubun da esneme oranları birbirine yakın kaydedilmiştir.

BULAŞICI HASTALIK

Ne kadar tez üretildi isede halen bilim esneme olayına kesinleşen bir açıklama getirememiştir .bilinmesi gereken bir gerçek varki;karşımızda biri esnerse yada esneme kelimesi geçerse hemen esnemeye başlarız ve bu çevremizdeki herkesi etkiler.bulaşıcı bir hastalık gibi bulunduğumuz ortamı kaplar.örnek vermek gerekirse şu an yazımı okuyan bir çok kişi esnemiştir....ben yazarken 3 kere esnedim :)))


7 Eylül 2013 Cumartesi

SOĞANIN FAYDALARI

YARARLARI


Soğan denilince ilk akla kuru fasulye,balık gelir.bu gıdalarla zevkle tüketiriz.bazılarımız ise kokusu yüzünden bu zevkli tüketimden mahrum kalır.soğan ağzımıza vermiş olduğu aromatik taddan dolayı bizlere yemek zevkini yaşatır.

Soğan içinde bulundurduğu fosfor,iyot silis,a,b,c vitaminleri ve kükürt gibi maddelerle vücudumuz için tam bir doğal antibiyotiktir.bizleri bir çok hastalıktan korur.soğan ;


  • romatizma ağrılarını azaltır.
  • kan şekerini düşürmede yardımcı olur.
  • sık idrara çıkartarak vücuttaki ödemin atılmasını sağlar.
  • prostata karşı kalkan görevi görür
  • tüm kanserlere karşı vücudu korumakta yardımcı olur.
  • zayıflamaya neden olan bağırsak kurtlarını düşürmekte yardımcı olur.
  • kanı temizler.
  • bağırsak ve karaciğeri temizler.
  • kış hastalıklarından korur.
  • çok yağlı yemeklerle yenilirse çok alınan yağın etkisini azaltır.
  • iştahı açar sindirim sistemini düzeltir.
  • ....vb..........bir çok yararı vardır.....

ZARARLARI

Büyük bir zevkle yediğimiz soğan bazen bizlere kötü sonuçlar almamıza sebep olabiliyor.örnek vermek gerekirse kilolu olan ve diyet yapan kişiler soğanı çok tüketirlerse iştah açıcı özelliğinden dolayı diyetlerinde olumsuz sonuçlar alabilir.bazı insanlarda ise soğan zarı midede ağrı yapabilmektedir.bunların dışında zararlı etkileri görülmemiştir.




5 Eylül 2013 Perşembe

ÇİN TUZU NE KADAR TEHLİKELİ?

MONO SODYUM GLUTAMAT


Çin tuzu adıyla geçen mono sodyum glutamat (MSG) asya kıtasında çok kullanılan tat ve lezzet arttırıcı bir  maddedir.glutamik asitin sodyum tuzu olan msg insanda ve bir çok gıdada proteinin yapı taşı olan amino asit formunda bulunur.insan vücudu tarafından üretilir.bu yüzden dışarıdan alınmasına gerek yoktur.domates,brokoli,parmesan peyniri,istridye,midye,soya sosu,ceviz,patates,mantar ve çeşitli yosunlu bitkilerde doğal olarak bulunur.beyindeki temel uyarıcıların mediyatörüdür.idrak,öğrenme,hafıza dahil normal beyin fonksiyonlarının yerine getirilmesinde görev alır.

çin halkı kendi yemeklerinde bu tuzu 3 çeşit olarak kullanmaktadır.kendi dillerinde weijing olarak geçmektedir.çin sosyal medyası bu tuz ve çeşitlerinin günde 6 gramdan fazlasının zararlı olduğunu belirtmiştir.aslında bu tuzu ilk olarak 1908 yılında japonlar bir yosun türünden imal etmişlerdir.

ZARARLARI

Günümüzde marketlerden yaptığımız alışverişlerin paketlerine baktığımızda içinde mono sodyum glutamat olduğunu görürüz.ürüne bu madde katıldığında acı,ekşi,tatlı,tuzlu farketmeksizin beyin yediğimiz her ne olursa olsun lezzetli olarak algılamakta ve bir daha bu üründen yeme isteği oluşmaktadır.

MSG cipslerde,hazır çorbalarda,hazır et suyu tabletleri, hazır köfte harçları, bisküvilerde, krakerlerde, salata soslarında, dondurmada, renkli yoğurtlarda, konservelerde, dönerlerde, hamburgerlerde ve daha bir çok gıdada kullanılmaktadır.türkiye 2011 yılında 2050 ton,2012 yılında ise 2182 ton çin tuzu ithal etmiştir.kullanımı giderek artmaktadır.

Hamile bayanlar msg yi aldıklarında direkt olarak bu madde cenine geçmekte ve kalıcı tahribatlar vermektedir.bu madde çocuk gelişimini etkileme,büyüme hormonu baskılama,sinir sistemini etkileme,böbrek ve karaciğerde tahribat gibi zararlara yol açmaktadır.özellikle çocukların ve hamile bayanların bu maddeye dikkat etmesi gerekir.

Ürünlerine bu maddeyi katan işletmeler bizim sağlığımız yerine kendi ceplerini düşündükleri için msg yi kullanmaktan çekinmezler.ergenlik çağına erken giren çocuklar,mide ve bağırsak sorunu yaşıyan insanlar,küçük yaşlarda sinir sistemi bozulan çocuklar,vücudu gelişmeyen çocuklar,tansiyon hastaları gibi bir çok artan hastalıklar bu ürünlerimize katılan katkı maddeleri yüzünden ortaya çıkmaktadır.msg yi kullanan zengin işletme sahipleri ise kendileri için özel üreten doğal ürünleri tüketmektedir.

Sağlığımız ve gelecek nesiller için gıda konusuna özen gösterelim......


3 Eylül 2013 Salı

LAMİNE VE LAMİNAT PARKE ARASINDAKİ FARK NEDİR?



YÜZEY DÖŞEMESİ


Parke günümüzde çok yaygın olarak kullanılan ana malzemesi ağaç olan yüzey döşemelerindendir.imalat,montaj ve fiyatından dolayı hemen hemen her evde kullanılır.pek çok avantajı vardır.parke çeşitlerinden lamine ve laminanat en çok kullanılandır.peki sözcük olarak birbirine çok yakın olan bu kelimeler yapı olarak aynı mıdır?aralarındaki fark nedir?




LAMİNANT PARKE

Laminant parke sıkıştırılmış odun talaşı üzerine reçine emdirilmiş kağıt baskı ile kaplama işlemidir.en üst tabakasına da cila yapılmıştır.kısaca sunta yada mdf yüzeylerinin desenli kağıt ile kaplama işlemidir.istediğiniz renk ve desende yapılabilmektedir.katmanları şöyledir.


  • üst cila katmanı
  • reçine emdirilimiş kağıt tabaka
  • HDF tabakası (sıkıştırılmış odun talaşı)
  • denge kağıdı
ana kısım olan HDF tabakası kimyasallar ve yapıştırıcılarla karıştırılmış,yüksek sıcak ve basınç altında preslenerek oluşturulmuş bir malzemedir.fiyatı ve güzel görüntüsü ile çoğu kişinin tercihi haline gelmiştir.yeniden cilalama işlemi bu parkede yapılamaz.üreticiler bu parkelere 5-20 sene arasında garanti vermektedirler.


LAMİNE PARKE

Lamine parke ise %100 ağaçtan üretilmektedir.laminant partkedeki gibi preslenmiş odun talaşları kullanılmaz.ana madde olan ağaç olduğu gibi kullanılır.3 katmandan oluşmaktadır.

  • üst katman 3-6 mm
  • orta katman 8-10 mm
  • alt katman 2-3 mm

bu katmanlar birbirine 90 derece dik gelecek şekilde yerleştirilir ve böylece dayanıklılığı arttırılır.üst katman 4-5 mm ağaç olduğu için tekrar cilalama işlemi yapılabilir.yerden ısıtmaya çok uygundurlar.fiyatları laminant parkeye göre pahalıdır ama ömür boyu garanti verilmektedir.eğer mali durumunuz iyi ise tercihinizi lamine parkeden kullanmanızı tavsiye ederiz.

1 Eylül 2013 Pazar

AYAK HARİTASI NASILDIR?


ORGANLARIN YERLEŞİMİ


Ayak tabanlarında bütün bedenin bir haritası olduğunu biliyor muydunuz?bütün vücudumuzu taşıyan,yürümemizi,koşmamızı,dengede durmamızı sağlayan ayakların tabanında ki her değişik bir bölgede ayrı ayrı sinir uçları bulunur.bu sinir uçları her organa dağılmıştır.yürüdükçe bu sinir uçlarına baskı uygulanır ve o sinir ucuna bağlı olan organ çalışmaya başlar.her ayağımızda 7200 den fazla sinir ucu bulunmaktadır.

Eğer bir yerimizde ağrı varsa ayak tabanından bu ağrı olan yerin sinir ucuna baskı ve masajla ağrı tedavi edilebilir.bu işleme refleksoloji denir.



REFLOKSOLOJİ NEDİR?


Refloksoloji ayak,el ve kulaktaki belli noktalara uygulanan baskı ve masajla tedavi etme yöntemidir.refloksoloji binlerce yıl önce çin,hindistan ve mısırda uygulanmıştır.günümüzde de alternatif tıp olarak yaygın olarak kullanılmaktadır.

Refloksoloji uzman kişiler tarafından yapılması daha uygun olacağı gibi biraz araştırarak evimizde kendimizde yapabiliriz.