1 Şubat 2017 Çarşamba

(MSG) Monosodyum Glutamat Çin Tuzu Nedir ? Zararlı Mıdır?

Merhaba sevgili okuyucularım. Bugün ki yazımızda Monodosyum glutamat olarak adlandırılan halka arasında Çin Tuzu diye geçen bu kimyasalın zararlı yönleri,hangi gıdalara eklenir,etkisi nedir?.. Bu bilgileri sizler için derledik…

(MSG) Monodosyum Glutamat ‘ Çin Tuzu’ Nedir?

Kısa adı MSG olarak adlandırılan Monodosyum glutamat çin tuzu olarak adlandırılmaktadır. 1900’lü yıllarda Japonya’da bulundu ve Çin’de yaygın olarak kullanılmaya başlandı.Japonya’da kambu adı verilen bitkinin suyu çıkarılması ve kristallendirerek ortaya çıkmıştır.Kısa Kodu E-621 dir. Doğal olarak sentezlenebilen bu amino asit zaten gerekli olmadığı halde gıdalarda kullanılarak fazlalık oluşturmaktadır.Normal olarak Çin tuzunun herhangi bir tadı yok fakat hangi gıdaya katılırsa katılsın o gıdanın tadını pekiştirici,tadı güzel hale getirme etkisi vardır.MSG; kırmızı et, balık, tavuk eti, çok sayıda sebze, sos, çorba ve terbiye karışımlarıyla iyi uyumludur. Her şeyin fazlası gibi bununda fazlası zararlıdır.Gıdanın tadı güzel olması için gereğinden fazla gıdaya katılması durumunda gıdanın tadını bozabilmektedir.

(MSG) Monosodyum Glutamat “Çin Tuzu” hakkında yapılan araştırmalar:

Yapılan araştırmalarda MSG nin zararlı olmadığı sonucuna varılmaktadır.Denek fareler üzerinde yapılan deneylerde farelere öldürücü seviyede MSG dozu verildiği halde fareler zehirlenmemiştir.

Yine Amerika’da 100 kişi üzerinden yapılan deneylerde MSG hassasiyeti olan sadece 2 kişide olumsuz bazı etkiler ortaya çıkmıştır.
Avustralya’da yapılan deneylerde ise deneklerin %1 kısmının olumsuz etkilendiği ve bu rahatsızlık baş ağrısı,baş dönmesi,halsizlik,uyuşma,karıncalanma gibi bazı etkilere yol açtığı gözlenmiştir.
Amerika’lı gıda uzmanı Harold McGee nin Gıdalar ve Pişirme adlı kitabında MSG’nin yüksek dozda bile alınması durumunda bir çok kişi için zararsız bir içerik olduğunu sonucuna ulaşmıştır.

Bu bilgiler ışığında MSG ‘Çin Tuzu’ zararlı mıdır?

Evet arkadaşlar burada biraz da kendi yorumlarımızı katmak durumundayız.Yapılan en güncel araştırma 2004 yılına aittir ve buda oldukça eski bir süredir.Bu bilgiler ışığında yapılan deney ve araştırmalar düşük sayıdadır.Yazılan bir çok makalede zararlı diyenler de var,zararı yok diyenlerde bir hayli vardır.Dünya MSG ticaretinde MSG üreten ülke sayısı oldukça azdır.Bunu üreten ülkeler bu ticaretten iyi para kazanmaktadır.Bu yüzden MSG nin zararlı olduğunu tabi ki söylemeyecektir.Bu pazarın sona ermesini istememektedir.Ayrıca büyük Amerikan gıda şirketleri birçoğu MSG kullanmaktadır bu yüzden de bu katkı maddesinin yasaklanmasını istememektedir.
Günümüzde büyük bir sorun haline gelen oboziteyede değinmeden geçemeyeceğiz.Bu katkı maddesi yeme isteğini arttırmaktadır.Özellikle hamburger,cips gibi gıdalarda kullanılmaktadır.Bilindiği üzere bu gıdalar oldukça yağlıdır ve MSG katılarak tatları daha ilgi çekici hale getirilerek oboziteye davetiye çıkarılmaktadır.Bu etki MSG’nin zararlı bir katkı maddesi olması için yeterlidir.

SAĞLIK AÇISINDAN BAZI ZARARLI ETKİLERİ

• Nörotiksin bir kimyasal olan MSG, sinir hücrelerini tahrip etmektedir.
• Sebep olduğu hastalıklar ise, merkezi sinir sistemi tahribatına bağlı olarak Alzheimer, Parkinson, Huntington hastalıkları ve Sara (epilepsi),
• Retinal dejenerasyonu (göz retina tabakası hasarı),
• Yağ birikimi, doyma mekanizmasında bozukluk, Obezite,
• Büyüme hormonunun baskılanması,
• Pankreas hasarı, insülinde artış ve buna bağlı olarak diyabet gelişimi,
• Böbrek ve karaciğerde hasar,
• Bu madde hamilelerde plasenta bariyerini geçerek bebeklerinde aynı etkilere maruz kalmasına neden oluyor.


Değerli okurlarım… Bir gıdanın en güzel hali doğal halidir.Bir gıdayı yapay yollarla daha çekici hale getirmek hiçbir şekilde faydalı olamaz.Şuan ispatlanmamış olsa bile zararlı değildir kanısına varılmaması gerekir.5 kg ı 75 tl gibi ucuz bir fiyattan satılması nasıl bir madde olduğunu aslında özetlemektedir.İspatlanmış bir durum olmasa bile bu soruyu vicdanımıza sormak yeterlidir. Sizler de kendinize bu soruyu sorun. Yapay yollarla tadı iyi hale getiren bir katkı maddesi sizce sağlıklı olabilir mi?
Bu konuda çevremizi bilinçlendirmemiz gereklidir.Bu yazımızı paylaşarak sizde diğer insanlara faydanız dokunabilir. Kendinize iyi bakın,sağlıcakla kalın…
kaynak: https://gidabilinci.com/monosodyum-glutamat-cin-tuzu-nedir-zararlimidir




Pastörize ve Sterilize ( UHT ) Nedir ? Süt ve Meyve Suları



Pastörizasyon, sterilizasyon, UHT tekniği, pastörize süt ve meyve suları, sterilize sütler hakkında sizin için biraz araştırma yaptık…

Pastörizasyon:

Gıda sanayisinde hastalık yapıcı bakterilerden kurtulmak için uygulanan ısı yöntemidir.60 derece ile 100 derece arasında değişir.İçeceğin asitli olma durumuna göre sıcaklık değeri değişir.Gıda ne kadar asitliyse pastörizasyon o kadar düşük sıcaklıkta yapılır.Genellikle süt ve meyve sularında yapılan pastörizasyon işlemi,asidik olan meyve sularında daha düşük sıcaklıklarda yapılabilir.Pastörize edilen sütler buzdolabında saklanması gerekir.Pastörizasyon işleminde %100 bir temizlik yoktur.Bu yüzden buzdolabına donmaması durumunda dışarıda bekletilirse bakteri ve patojenler tekrar faaliyete geçebilmektedir.
Meyve suları asidik olduğu için buzdolabında olmasa bile sütten daha uzun süre bozulmadan dayanabilmektedir.Buna örnek olarak marketlere gittiğimizde çoğu meyve sularının açık bir şekilde durduğundan anlayabiliriz. Peki bazen sütlerinde dolapta olmadığını görüyoruz.

Sterilizasyon:

Bir gıdada mikrop veya patojenleri kesin olarak öldürme etkisiz hale getirmektedir.%99.9 luk bir temizlik söz konusudur.130 derece ve üzeri sıcaklıklarda yapılmaktadır.Genellikle sterizilize süt daha çok kullanılmaktadır.Meyve suları asidik olduğu için bu kadar yüksek sıcaklıklara gerek yoktur.Ayrıca yüksek sıcaklıklarla vitamin,protein kayıpları olduğu için sıcaklık ne kadar yüksekse gıda o kadar tahrip olmaktadır.

Pastörize ve sterilize süt arasında farklar:

*Sterilize süt daha dayanıklı,raf ömrü uzun,depolanma ve stoklamaya uygundur.
*Sterilize süt oda sıcaklığında deopalanabilir,pastörize süt için soğuk zincir yani taşıma,depolama sırasında soğuk olması gerekmektedir.
*Pastörize süt kısa zamanda değişiklik meydana gelebilir fakat sterilize sütler uzun süre dayanıklıdır.
*Steril sütler patojen mikroorganizmalardan tamamen arındırılmış halde olmaktadır.
*Süte uygulanan ısıl işlem türüne bağlı olarak besin değerlerinde çeşitli değişiklikler meydana gelebilmektedir. UHT işleminde, uygulan zaman ve sıcaklığa bağlı olmak üzere sütün serum proteinleri önemli ölçüde denatüre olmaktadır. Ancak, serum proteinlerinin denatüre olması ürünün besin değerini fazla etkilemese de protein denatürasyonundan dolayı UHT süt, klasik pastörize sütten daha iyi sindirilebilmektedir. Sütteki mineraller ise ısı uygulamasından etkilenmezler. Yağda eriyen vitaminler, suda çözünen vitaminler ve ß-karoten ısı uygulamasına dayanıklıdır. Isı uygulamasından etkilenen vitaminler arasında tiamin, ribofl avin, vitamin B6, vitamin B12 ve folik asit gelmektedir. Pastörizasyonda folik asit kaybı % 10 iken bu kayıp UHT’de % 15’tir.
*Uzun süreli ısı uygulamalarında kalsiyum ve fosfor miktarındaki azalma ısı derecesi arttıkça devam etmektedir. UHT işlemi sonucunda ise sütteki çözünür kalsiyum ve vitamin miktarında azalma meydana gelir.
*Pastörizasyon sonucunda bazı mikroorganizmalar canlılıklarını devam ettirebilirler. Bacillus spp., Coryneform grubu bakteriler, streptokoklar ve mikrokoklar örnek verilebilir.

Neden Pastörize sütleri kullanmamız gerekir?

Bu bilgiler ışığında şöyle bir sonuca varmak mümkündür.Süt alırken ne zaman tüketeceğimizi biliyorsak alacağımız süte ona göre karar vermeliyiz.Sütü eve getirdiğimizde 2-3 gün içinde tüketeceksek pastörize süt almak daha iyidir.Fakat piknik,yolculuk durumlarında sterilize süt almak daha mantıklıdır.Pastörize süt buzdolabında saklanması gerekmektedir.Sterilize sütün açılmadığı sürece uzun süre oda sıcaklığında dayanabilmektedir.

Marketlerde Satılan Günlük Süt Nedir?

Marketlerde günlük süt adıyla satılan sütler pastörizasyon işlemiyle elde edilen süttür.Mümkün olduğunca günlük süt yani pastörize süt kullanmamız gerekmektedir.
Önemli Nokta:
Günümüzde yapılan araştırmalarda sıcaklık işlemlerinde sütün içeriğinde fazla bir kayıp yaşanmadığı söylenmektedir.Pastörize işlemi ortalama 70 derece sterilize işlemi ortalama 130 derecelerdedir.60 derecelik bir fark sütte kayıplara neden olabilmektedir.Ayrıca ülkemizde işletmelerde şöyle bir sorun ortadadır.İşlenmek için alınan sütler temiz ortamlarda taşınmadığı için patojenler daha fazla olmaktadır.Bu durumda 1 saniye 130 derecede yapılması gereken sterilizasyon işlemi 2 dakika gibi yüksek sürelere çıkmaktadır.Bu durumda kayıp gerçekten çok daha fazla olmaktadır.Hatta bazı gıda mühendisliği öğretim görevlileri bu steril sütlere Ölü Süt diye adlandırarak sütteki kayıpları ortaya koymaktadır.Bu yüzden mümkün olduğunca az işlem görmüş,pastörize sütleri tercih etmeliyiz.Unutmayın bir gıdadaki ısım işlem derecesi ve süresi ne kadar fazlaysa o gıdadaki kayıpta o kadar fazladır.

Kaynak: https://gidabilinci.com/pastorize-ve-sterilize-nedir-sut-ve-meyve-sulari

Doğal Olarak Hormonlarınızı Dengelemek İçin 9 İpucu

Ruh halimiz,cildimiz,enerjimiz,saçlarımız… Kısaca vücudumuzdaki bütün olaylar hormonlar tarafından kontrol edilmektedir. Hormonlar boyumuzun uzaması, düzenli bir uyku sonra vücut enerjisi gibi fiziksel olarak da hayatımızı etkilemektedir. Bu denli önemli bir sistemin bozulmasını istemeyiz aksine en doğru ve sağlık şekilde çalışmasını isteriz. Bu yazımızda hormonal dengeyi bozan sebeplerin bazılarını ve hormonal dengeyi sağlamak için 9 ipucundan ve tavsiyelerimizden bahsedeceğiz.

1: Zararlı Kimyasallardan Kaçının

Son zamanlarda organik ürünlere rağbet her geçen gün hızla artmaktadır. Bu durumu bilen fırsatçılar organik adı altında organik olmayan ürünler satmaktadır. Kimyasal ilaçlardan uzak, en temiz ve organik ürünü ancak kendiniz üretebilirsiniz. Bu yüzden mümkün olduğunca kendi ürünlerinizi ekin, küçük bir bahçeniz olsun. Elinizde olan bütün imkanları kullanarak organik beslenmeye çalışın. Zararlı kimyasallar hormonal denge üzerinde bir çok olumsuz etkileri bulunmaktadır. Aldığınız sebzeleri güzelce yıkadıktan sonra kullanmalısınız.

2 : Daha Çok Bitkisel Besin Tüketin

Maydanoz ,dere otu gibi yeşillikler hormonal dengenin sağlanması açısından olumlu özelliklere sahiptir.Spesifik olarak bazı bitkiler o hormona özel etki yapmaktadır. Bu şekilde tüketim yapmadan önce doktora danışmalı, tek bir ürün aşırı tüketilmemelidir.
3 : Trans Yağlardan Uzak Durun

Hormonal dengenizin yerine gelmesi için margarinlerden kesinlikle uzak durmalısınız. Aynı zamanda fast- food ürünlerinde meydana gelen akrilamid ( Yağın aşırı ısınması sonucu ortaya çıkan kanserojenik madde)maddesinden uzak durmalısınız. Yağların ısınması fazlasıyla zararlıdır. Bitkisel sıvı yağlar olsa bile ısıtmadan tüketmelisiniz. Zeytin yağı,hindistan cevizi yağı ve omega – 3 açısından zengin balık yağı tüketmenizi tavsiye ederiz.

4 : Spor Yapın

Düzenli olarak spor yapmak hormonların üretimi için en etkili yollardan biridir. Erkekler için testosteron kadınlar için östrojen hormonu için en iyi denge spor yapmaktan geçer.Spor esnasında kan akış hızının artması, sinirlerin uyarılması gibi etmenler hormonların sentezini büyük oranda arttırmaktadır.

5: Leptin Dengesini Sağlayın

Leptin vücudumuzda yağları yakan maddedir. Aşırı kilo veya aşırı yağlanma hormonal dengeyi alt üst etmektedir. Bu yüzden spor yaparak ve düzenli beslenerek leptin sentezini arttırmalı, fazlalık yağı uzaklaştırıp hormonal dengeyi sağlamalıyız. Unutmayın vücudumuzdaki fazla yağ, hormon dengesini alt üst etmektedir.

6 : Kafeini Azaltın 

Kahve, çay gibi yükse kafeinli gıdaları çok tüketiyorsanız biraz azaltmalısınız. Bunların yerine bitki çayları tüketmenizi tavsiye ederiz. Ayrıca çaydan vazgeçemiyorsanız birkaç damla limon damlatarak kafein etkisini hafifletebilirsiniz.

7 : Uyku Düzenini Koruyun
Hormonların üretiminin en aktif olduğu dönem gece uykusudur. Özellikle çocuklarımızın gece düzenli ve yeterli uyuyarak boylarının uzaması için çok önemlidir. Ayrıca uyurken tamamen karanlık ortam olmalı, telefon ışığı gibi rahatsız edici maddeler yanınızda bulundurmamalısınız. Siz uyusanız bile bazı hormonlar tamamen karanlık ortamda üretilir. Bu neden uykunuzu alsanız bile ışık olduğundan dolayı hormonlarınız tam olarak sentezlenemez. Buna dikkat etmenizi tavsiye ediyoruz. Ek olarak uyumadan 1 saat önce telefon gibi radrasyonlu ürünlerden uzak durmanızı tavsiye ediyoruz.

8 : Güneş Işığı
Güneş ışığı D vitaminin açığa çıkması açısından en etkili yöntemlerdendir. D vitamini ise bir çok hormon için koenzim ( anahtar) görevindedir. Yani D vitamini az olduğu taktirde hormon üretimi gerçekleşmez. Yaz aylarında aşırı güneş ışığına dikkat ederek yeteri kadar güneş ışığından faydalanmanız gerekmektedir.

9: Sindirim Sisteminizi Dikkat Edin
Tüm vücudumuz için bağırak sağlığı çok önemlidir. Bağırsak sisteminiz düzgün değil ise hormonların düzgün olması beklenemez.Bağırsak sistemi beyin ile bire bir bağlantılıdır.

Kaynak : https://gidabilinci.com/dogal-olarak-hormonlarinizi-dengelemek-icin-9-ipucu 
Ek olarak sigara, alkol ve stresten uzak durun. Kendinizi ne kadar mutlu ederseniz hormonal denge de o kadar sağlıklı olacaktır.  Mutlu ve sağlıklı günlere…. Gıda Müh. Emir Kaboğlu


 
    
 

22 Kasım 2014 Cumartesi

PARFÜMLERDEKİ EDT,EDP VE ASL NE DEMEKTİR?

Kendimiz ve sosyal ortamlarda güzel kokmak için parfümleri kullanırız.Bazen aldığımız bu parfümler gün içerisinde kaybolur gider ve bu konuyu şikayet ederiz.O kadar para verdik kokusu kayboldu gitti deriz.1-2 gün kokusunu hissetmek isteriz.O zaman hangi parfümü tercih etmeliyiz?

Parfümlerin üzerindeki kelimelerin anlamları

EDT(Eau de toilette) :Parfüm esansının %10 si kadar bulunan parfümdür ve genellikle bizim şikayet ettiğimiz parfüm türüdür.Gün içerisinde kokusu kaybolur gider. EDP parfümlere göre daha ucuzdur.Genellikle kampanya ürünler bu tarz parfümlerdir.
EDP(Eau de parfüm) :Parfüm esansının %20 si kadar bulunan parfümdür ve bizim istediğimiz gibi kokusu daha kalıcı olandır.2-3 gün kokusunu hissedebiliriz.EDT parfünlere göre biraz daha pahalıdır.
ASL(After shave lotion) :Parfüm esansı yaklaşık %3 civarıdır ve kullanıldıktan çok az bir süre sonra etkisi geçmektedir.

Birde bazı üreticilerin 15ml lik ürünleri vardır ki bunlar çok ama çok pahalıdır.Parfüm esansı yaklaşık %80 civarındadır.Etki süresi ise tahmin edebileceğiniz gibi çok ama çok uzundur....